Dürüstlük bir şehirdir, bende o şehrin sultanıyım, Onda kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım… Şemsi Tebriz.
Bazen yolunu şaşırırsın, hedefe kitlenir amacından saparsın.
Aklın mantığına yetişemez, kalbin aklını onaylamaz, mantık kalbe eriştiğinde,
tamam olur rahatlarsın. Fakat asla tatmin etmez insanı dünyanın hiçbir nimeti,
doyumsuzluk insanın illetti.
Sanmayın ki düşünemedim, sanmayın ki keyfe keder beğenmezlik
ettim, sanmayın ki bile isteğe bir kalbe
eziyet ettim. Ben gördüm, bildim, analiz ettim, bekledim, dinledim, sustum,
duydum, sabrettim ve bir kere karar verdim, artık dönüş yok dedim. Hayatımın şu
anki şekli yukarıda okuduğunuz karar alma sistemimden ibarettir. Maksadı
amacından sapan herkese ve her şeye zamanı geldiğinde yerini gösterip geri
çekilmek kendinize karşı büyük bir saygı ve erdemdir, erdem sahibi olun.
Bir iş görüşmesi yaptım ki, sorun görüşmede değildi,
sonrasındaydı. Beynimin içinde tepişen fillerin, ötüşen kuşlara dönüşmesi çok
kolay olmayacaktı elbette, farkındaydım ve direndim.
“SANSAN SİGORTA
SANMASAN İŞ AŞ’den” haber bekleme esnasında, arayan firmalardan bana uygun
olanı tercih edip görüşmeye gittim. İstanbul’un gözde semtlerinden biri olan Bebek’te
yer alıyordu bizim “COME ON BABY AŞ”. Görüşmeye yaklaşık yarım saat erken gittim,
biraz bekledikten sonra çok şık bir hanımefendi ile görüşme yaptık. İnkeb Hanım, gayet şık, bakımlı ve modern bir
kadındı, klasik bir kurumsallık formatında görüşmemizi gerçekleştirdik. Çalışma
saatleri güzeldi, yeri güzeldi, iş alanları ve hitap ettikleri kesim güzeldi.
Başvurduğum pozisyon ve maaşı muhteşemdi. Her neyse bizim “Sansan Sigorta’dan” ses çıkmadı tabi hala, “COME ON BABY AŞ’den” tekrar
aradılar beni ikinci görüşme için, tekrar gittim. İnkeb Hanım ile tekrar ikinci
bir görüşme sağladıktan sonra, detayları konuştuk, taleplerimizi yatırdık
masaya orta yol bulduk derken sonlandırdık çıktım ben. Ertesi gün telefonum
çaldı bir beyefendi “COME ON BABY AŞ’den
arıyorum Şebnem Hanım, yapılan
görüşmeler neticesinde sizinle çalışmaya karar verdik, hazırlamanız gereken evrak listesini e-mail
adresinize göndereceğim” dedi. “Öyle
mi, çok sevindim gönderin lütfen dedim.” İlk defa iş bulduğuma
sevinememiştim sebebini bilmiyorum, belki de aklım haber beklediğim sigorta
şirketindeydi.
Bana beyefendiden e-mail geldi, gerekli evrakları
inceliyorum, bir A4 dolusu sağlık raporu adı altında tetkikler isteniyor. Her
neyse çıktım evden tıp merkezine gittim. İş için sağlık raporu paketi 75₺ fakat
bana gönderdikleri evrakta istedikleri tetkikler 500₺. Ben şaşırdım bir
yanlışlık var herhalde dedim başka tıp merkezine gittim orada da aynı. Bana
evrakları gönderen beyefendiyi aradım, “bir
yanlışlık olabilir mi? Ben işe gireceğim ve işsizim aylardır, gittiğim yerlerde
bana gönderdiğiniz sağlık raporu için hazırlamam gereken evraklar 500₺ tutuyor”
dedim. “Evet, Şebnem Hanım, maalesef bu evrakların
tamamlanması gerekiyor, bizim yurtdışından müşterilerimizde geliyor, herhangi
bir hastalık bulaşmasın kendilerine” dedi. Bana dedi üstelik elim ayağım
titredi ne diyeceğimi bilemedim, ben zaten iş arıyorum 500₺ den mi kaçacağım, maaşın
iyi şartların iyi, sadece normal sağlık raporu değil de, neden bu check-up? Bunu
merak ettim aradım, cevaba bakın müşteriler hastalık kapmasınmış. Beni kim
koruyacak müşterilerinizden. Sinirlendim döndüm eve, oturdum mail attım. Aramızda
geçen konuşmayı yazıya döküp son olarak da “çalışma
teklifinizi kabul edemeyeceğim, çünkü müşterilerinin sağlığını düşünürken,
çalışanının sağlığını hiçe sayan bir firma ile yol alınabileceğine inanmıyorum”
dedim ve gönderdim.
Aradan 10 dakika
geçti geçmedi, farklı bir alan kodlu bir numara aradı, açtım “Merhaba Şebnem Hanım sizi “COME ON BABY
AŞ’den arıyorum, e-mailinizi okudum çok üzüldüm, arkadaşımız ifade edememiş
düzeltmek istiyorum. Zaten biz müşterileri değil sizi düşündüğümüz için
istiyoruz, size hastalık bulaşmasın diye” dedi. Bunların özürleri
kabahatlerinden de büyük, düzeltmese çok daha iyiydi. “Beyefendi, şurada anlaşalım dedim. Birincisi ne hastalığı, ikincisi
her firmanın sağlık raporu prosedürleri var, daha öncede yaptırdık, sorun değil
sadece bu denli detaylı bir sağlık raporu talep etmenizde ki amacı anlamadım,
ofis ortamında, masa başı bir işin ki müşterilerle ilgisi olmayan bir işin ne
gibi riski olabilir. Bana mantıklı, sağlıklı bir yanıt verin sizi anlayayım” dedim. Verdiği cevap efsaneydi, kırk yıl düşünseniz
bulamazsınız lütfen literatüre geçsin bu mantık üstü cevap. “Evet, prosedürümüz bizimde, biz çok
kurumsal bir firmayız.” Heh, şimdi anladım ben çok kurumsal bir
kız değilim, anlayamadım çünkü sizleri, özür dilerim. Bana ilk arayıp sorduğum
da denseydi ki, “şirket prosedürümüz,
tüm çalışanlarımızdan aynı evrakları talep ediyoruz.” Ben o evrakları hazırlamış, teslim etmiş ve
işe başlamıştım, hastalık nereden çıktı arkadaş. Neyse siz merakla benim ne
cevap verdiğimi bekliyorsunuzdur eminim, hemen yazıyorum. “ Bakın beyefendi, inanın anlatmak istediğinizi anlıyorum, fakat bazen
kurulan cümleleri geri alamazsınız, düzeltemiyorsanız da niyetiniz ne olursa
olsun, pek affedilmez. Ben üslup takıntılı, iş konusunda hassasiyet geliştirmiş
bir kızım. Birincisi benim müşterilerinizle cinsel bir münasebetim mi olacak? “Hayır.”
Peki, kan yoluyla bulaşabilecek bir yakınlık ya da temas halinde bulunacağımız
bir çalışma sisteminiz mi var? “Hayır.” Peki, o zaman hastalık dediğiniz şey
grip? “Hayır.” Peki, o zaman benim cinsel münasebetim mi olacak ya da temas her
neyse. “Hayır”. O zaman siz güven telkin etmiyorsunuz ve sizinle kesinlikle
çalışamam.” Çünkü anladığım kadarıyla bahsettiği hastalıklar gündemde ki havadan
bulaşan corona virüsü gibi bir şey değil ki zaten adamlar aşısını bulamadı,
listede zaten olamazdı, üstelik gündemde de değildi. Hepatit a,b,c ve bilumum
alfabeden oluşan aşılarda liste de olunca, aklıma pek normal hastalıklar
gelemedi. Eee o zaman hastalık neydi ki?
Bazen ya gerçekten çok akıllı hareket ediyorum ya da kendimi
çok akıllı zannedip yanlış kararlar veriyorum bilmiyorum. Bildiğim tek şey,
öyle bir dönemdeyiz ki havadan o nemi kapıp önlemimizi alacağız. Kendimizi
başka türlü koruyamayız. Size “Fırıldak Geri
Dönüşüm AŞ’yi” yazmıştım, orası da harika bir villada göz boyayıcı bir A.Ş
firmasıydı, fakat altından neler çıktı. O havadan kapılan nemler bazen hayat
kurtarıyor.
Sevgilerle…
0 Yorumlar