ANNEM BENİM SİKLOTİMİ Mİ BOZDU

 


Depresyonum geldi siklotimik miyim ben acaba? Çünkü anca bende olur öyle siklotimsi şeyler. Bir de bir arkadaşım vardı ona da böyle değişik şeyler olurdu. Severdi o, ben sadece denedim. Olmadı.

Alt tarafı kendime sıcak bir kahve yaptım, kitabımı elime aldım, çoraplarım da tekleme diye annem bana depresyonda mısın dedi. Hayır yani, hava kapalı yağmurlu daha başka ne yapılabilir ki evde, bir de sokağa çıkma yasağı gibi bir durum söz konusu. Hemen internete girdim ruh halimi yazdım bütün bozukluklar çıktı, ama ben en çok siklotimik bozukluğu sevdim,  tam bana uygun abuk sabuk onun kardeşi bunun ağabeyi gibi bir tanımı var. Halbuki gayet keyifliydim bunları okumadan önce, gri kapalı hava, yağan yağmur eşliğinde yatağıma gömülüp kitap okuma etkinliği gerçekleştirecektim. Ayrıca çoraplarım tekleme değil, sadece bir tanesini annem renklilerle yıkadığı için rengi değişmiş, annem kabul etmediği için tabii ben depresyona girmiş oldum. Olacak iş değil şimdi, derin depresyonda hissediyorum kendimi, ruhum çekiliyor gibi, ellerim ayaklarım kesildi, bir ağırlık çöktü üsteme, dokunsalar ağlayacak gibiyim. Hayır, ortada bir şey de yok ki.

Dünden razı gibi girdim bilmediğim yerlere, bravo bana da. Sanki sevgilim terk etmiş, babam bugün ölmüş, dünyanın sonu gelmiş, yağmur artık yağmayacakmış,  bir saatlik ömrüm kalmış gibi hissetmek ne *oktan bir duyguymuş. Ben uzun süre kalamam buralarda, kitapta çok acıklı anneannesi torununa mektuplar yazmış, çok dokunaklı. Bu cümle beni intihara ikna eden cümle olabilir "Akmayan gözyaşları kalpte birikirler, zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi kalbi tıkayıp felç ederler...” ahh… ne kadar doğru değil mi? Bırakın beni bu defa ağlayacağım ya da tamam çok saçmaydı sakinim.

Annemin başlattığı benimde dahil olup devam ettirdiğim siklotimsi şey bütün günümü rezil etti. İnsanoğlu çok garip, negatif duygunun akımına kapılmaya ne de müsait. Depresyonda mıyım diye sorduğum an role girdim ve bütün gün depresyondaydım, hakikaten insan kendi kendini hasta ediyormuş,  inandım. Dünyanın bütün yükünü omuzlarımda taşıyormuş gibi hissettikten hemen sonra, taşımadığımı fark ettim ve o an depresyondan çıktım. Bu böyle bir şey değil elbette ama anladım ki farkına varıldığında, bir farkındalık yaşadığında insan kendini tüm o duygusal boşluklardan çıkarabiliyormuş. Acı çekmeyi seviyoruz sanırım.

 Her neyse kafa dağıtmalık siklomtimsi bir yazıydı bu da.

Yorum Gönder

3 Yorumlar

  1. Tebrik ediyorum, çok güldüm ve gülerken de düşündüm açıkçası, gerçekten çok fazla hastalık hastası bir milletiz. Severek takip ediyorum. Daha sık güncel yazıların paylaşın lütfen.

    YanıtlaSil
  2. ������ Muhteşem kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Tesadüf denk geldim yazılarınıza da sayfanıza da bayıldım tebrik ederim. ��

    YanıtlaSil