Hep mi alengirli olsun başlıklarımız, konularımızı bu defa da
böyle bir klişenin kucağına oturmuş olalım. Bir kerede sevgilileri konu alalım!
Merak ettiklerimizi, içimizde bulamadıklarımızı arama motorlarında bulma
umudumuzu yazalım istedim. Birilerinin fikri madem bu kadar önemli! Hiç
tanımadığınız insanların, hiç tanımadıkları sevgilileriniz için yaptığı
analizler sevgi ölçütü olacaksa biz de karalayalım madem bir şeyler. Başlayalım
o vakit 5 adımda sevgiliniz sizi ne
kadar çok seviyor!?
Biiiir … Şayet sevdiğiniz adam/kadın size günaydın mesajı atmıyorsa bu
ilişkiyi sorgulayın!
Kesin başka biri var, kime yazıyor acaba? Şuan çevrimiçi,
yakarım onu, bitiririm onu… İnanmıyorum sabah sosyal medya hesaplarına giriyor,
arkadaşlarına yorum yapıyor fakat bana bir günaydın yazamıyor! Ay sesli güldüm,
size kadar geldi mi? Birinin size günaydın demesi, güne birinin sizi
anımsayarak uyandığı fikri çok hoş fakat sevgi ölçütü değil. İletişimin bu
denli kolay olmadığı zamanlar insanlar nasıl günaydınlaşmadan sevebiliyormuş
acaba birbirlerini? Fikrimce günü aydın kılan bunu birbirlerine iletmeleri
değil bunu hissetmeleriydi. Acabalara sığınmadan emin olmalarıydı ya da
sevginin sorgulanmayacak bir şey olduğunu bilmeleriydi. İnsan güvenmediği
biriyle neden beraber olur ya da güvenmediği birinin kendisini sevmesini neden
ister? Fakat size saygı duyuyorum kimsenin birbirinden emin olmadığı bu
dönemlerde o birkaç saniye alacak günaydın mesajlarını kıstas almak daha emin
kılıyordur sizi elbette.
İkiii… Sevgiliniz sizin için hayatından sizin sevmediğiniz şeyleri
çıkarmıyorsa derhal ayrılın!
Bu da komik ama gülmeyeceğim! Neden mi? Çok basit aslında
biraz düşünseniz siz de bulursunuz ama devir kolay erişme devri üşenmeyip
yazayım. Birincisi insanları kendinize göre programlayamazsınız, ikincisi sevgiliniz
olması sizin komutlarınızla hareket edeceği anlamına gelmez. Bunu belirli bir
yaştan sonra çocuklarınızda bile sağlayamazsınız. Kişilerle yakınlık dereceniz
ne olursa olsun birey oldukları fikrini aklınızdan çıkarmasanız mı? Sizin
sevmediğiniz şey sevgilinize zarar veren bir şeyse haklılık payınız olabilir! Birçok
yöntem ile onda bir farkındalık sağlayabilirsiniz, fakat sadece siz öyle
istiyorsunuz diye vazgeçmesini talep edemezsiniz. İnsanların birbirini sevmesi
birbirleri hakkında hüküm verebilecekleri bir seviye değildir. Yalnızca
sevdiğiniz ve sevmediğiniz konularda birbirinize saygı duymakla mükellef
olabilirsiniz. Sahiplenmek kelimesini de bir o kadar sevmem herkes kendine
sahip çıksın evvela! Haricinde kimsenin kimseyi sahiplenmesine ihtiyaç duyduğu
kanısında değilim. Farklı ailelerde farklı biçimlerde yetişmiş insanlar olarak
bir sebeple karşılaşmış sevişmiş olabilirsiniz, mükemmel! Yalnızca neyi görüp,
neye aşık olduğunuzu bildiğiniz halde değiştirmeye çalışmak çabası, saygı
alanından çıkıp kendinize entegre etmeye çalışma çabası yersiz bir savaş
olacaktır! Bırakın insanları, bırakın birbirinizi yalnızca sevin bu kadar kolay! İnsan kendinde bir değişim ihtiyacı duyuyorsa kendi halleder o işi ya da
hayatından çıkarmak istediklerine de kendi karar verebilir! İstemiyorsanız siz
sevmiyorsunuz kanaatimce derhal sevgiliniz sizden ayrılabilir.
Üüüçç… Sevgiliniz sizi kıskanmıyorsa başkasını kıskanıyordur, kesin
bilgi deşin onu!
Erkek dediğin sahiplenecek, vurdum mu duvara yapıştıracak,
taktı mı koluna yakıştıracak! Erkek dediğin sert olur, maço olur, kızdığı zaman
yer yerinden oynar, kavgaya girer, cinayet işler diye diye ortalık kan gölüne
döndü. Kadın dediğin edepli olacak, yerinde oturacak, ortamlarda çok
konuşmayacak, hanım hanımcık (ne demekse) olacak, erkeğinin lafını kesmeyecek(bak sen, başka),
evinin kadını çocuklarının anası olacak, sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı, yatakta or..pu olacak… Daha nice niceleri…
Kimse de demez insan olacak, merhamet vicdan öyle
köşede kalır üvey evlat gibi. Bu ülkede kaç cinayet işlendi kıskançlık
adı altında ve hala sevgilim beni kıskanmıyor diye hayıflanan mı var? Kıskanmak
nedir, önce onu mu konuşsak? Sevgiliniz sizi iki sebeple kıskanabilir;
Başka biri ile
sizi paylaşma düşüncesinin sirayet ettiği bir noktada,
Sizin ondan daha
üstün olduğunuzu düşündüğü bir noktada, yetersizlik duygusu, içten içe rekabet duygusu,
ilginizi kaybetme korkusu vs.
İki ihtimale de bel bükmek eşeklik gibi geliyor bana.
Birinci maddeye mahal veren varsa ortada saygı, sevgi, sadakat yoktur zaten.
İkincisinde de insani duygular devreye girer insan sevdiğini takdir edip
gururlanamıyorsa problem var demektir, o ilişki ticari bir ilişkiye dönmüş
olabilir. Fakat ne kadın dediğin dizini kırıp evinde oturmalı ne de erkek
dediğin kadınını sahiplenmeli! İnsan kendine yetmeli önce, kendini sevmeli! Sahip çıkılması gerekilen konu insanların kendileri değil, mesela duygularınıza
sahip çıkın, ilişkilerinize sahip çıkın, işinize sahip çıkın illa sahiplenmekle
ilgili probleminiz varsa bir kediye, köpeğe sahip çıkın. İnsan
eşini sahiplenmez sever, insan eşinin yanında olur, yanında yürür, insan eşini
bir başkasıyla yakıştırmaz, kurgusuna inanıp kıskanmaz. Bir de şu kıskandırma
konusu var onun iğrençliği başka bir boyuta anahtar olur. Bunu uzatmayacağım bu
konuya tek söyleyeceğim şey; İnsan neden ihtiyaç duyar böyle saçma şeylere,
sindirilmesi zor konular! Kıskançlık
güzel bir duygu olsaydı dünyadaki ilk cinayet bu duygu yüzünden işlenmezdi. Her
insan sevgisini aynı yolla göstermez, karşınızdakini keşfe çıkın.
Döörrt…Sevgiliniz sizi arkadaşlarıyla tanıştırmıyorsa size değer
vermiyordur
Ooo… Aman Tanrım! Ne demek oluyor şimdi bütün bunlar! Ne
yani beni sevmiyor mu? Hayır. Sizi arkadaşlarıyla tanıştırmıyorsa ilişkinin
daha çok başındasınızdır ve karşınızdaki partneriniz içinde bulunduğunuz
durumdan emin olmak istiyor olabilir. Arkadaşlarıyla tanıştırdıktan sonra ayrılık
durumu söz konusu olursa bu durumu izah etmek zorunda olmayı istemiyor
olabilir. Diğer bir seçenekle geçmişi kabarık bir arkadaştır goygoycu bir
çevresi olabilir ve sizi kaybetmek istemediği için arkadaşlarının gaflarından
doğacak sonuçları tahminle uzak tutuyor olabilir. Hoşunuza gidecek bir arkadaş
çevresine sahip olmadığını düşünebilir. Çevresine güvenmeyenlerden olabilir. Çekingen
olabilir, özel hayatını özelde tutmak isteyen bir arkadaş olabilir. Dalga
geçilmesinden korkuyor olabilir. Ailesine söylenmesinden ve bu konuda tepki
görmekten korkuyor olabilir. Diyelim ki siz haklısınız en kötü ihtimalle birden
çok partneri olabilir bu yüzden çevresine dahil etmiyor olabilir. Daha da
kötüsü gelir geçer bir ilişki olabilirsiniz onun için. Siz güven telkin etmiyor
olabilirsiniz. İyi ya da kötü çok sebep olabilir bunun adına değersizlik demek
çok küçültücü ve aşağılayıcı bir durum zannımca. Bazen zaman vermek, beklemek,
gözlemlemek, izlemek en güzelidir. Bu sizi çirkin, kötü, değersiz ya da
istenmeyen kişi yapmaz. Genel sorun
aceleci davranıyor olmanız. Ben ilişkilerde açıklıktan yanayım, kafanıza
takılan tüm soruları sorun cevapları tartın tatmin ediciyse uzatmayın. Her
konunun altını didik didik didiklemeyin. Zaman zaten aşikare ediyor her bir şeyi.
Sizi kıymetsiz, değersiz hissettiren herkesten ve her duygudan uzak kalın maazallah
ruhunuz üşütür sonra. Sonuç değişmez sevmek büyük bir meseledir ve
sorumlulukları vardır ağırlığı vardır bu sorumluluk ve ağırlık yalnızca
gerçekten seven insana yük gelmez. Salak salak şeylere kafayı yorup sevgiyi
böyle aptalca başlıkların altında aramayın lütfen.
Beeeeşş… Sevgiliniz aslında sevgiliniz değilse acilen şuan ki
kendinizden uzaklaşın!
Hoş bir kadın ya da hoş bir adam gördünüz, beğendiniz ve bir
şekilde iletişim kurdunuz hadi oldu ya yakınlaştınız. Taraflardan bir tanesi
kararsız, diğeri tutkulu, arzulu ve sonsuz bir istekle dolu. Bir taraf karasızlıktan
korkuyor, diğer taraf bu denli yüksek arzu ve tutkudan korkuyor. Yüksek arzulu
taraf kararsızlığı sezdikçe agresyon göstermeye başlıyor, kararsız taraf ise bu
ilgiden mahrum kalmak istemiyor. Hadi biraz çarpıtalım bu ilgiden büyük
hoşnutluk duyan tarafın hayatında başka bir sevgili olsun. Bir şekilde tutkulu
tarafta bunu bir sebeple öğrenmiş olsun. Sonuçta şuna bağlansın ayrılan yok,
biz sevgili değiliz diyen yok ama ortada sevgilik gibi bir durumda yok. Kaçan
bir balık var kovalayan daha büyük bir balık var bir de içinde bulundukları
koca bir okyanus var! Üstelik kaçan balığın bir de her şeyden habersiz eşi var.
Büyük balık diğer küçük balıklara atıştırmalık gözüyle bakıyor yutamadığı kaçan
balıksa ana yemeği. İştahsız, mezhepsiz bir ilişki tam da yeri gelmişken toksik
bir ilişki… Fakat tarafları içinde bulundukları yeri kirlettiklerinin farkında
bile değiller, suyu bulandıranın ne olduğunu arıyorlar. Çarpık ilişkilerin
başkahramanı olmayın, sevebileceğiniz çok insan var dışarıda, güzel
ihtimallerle dolu bir yaşam.
Kısaca 5 adımda sizi seviyor mu? 10 adımda aşık etmenin
yolları. 50 adımda nikah yolunda. Bunlar hikaye kılavuzunuz kalbiniz olsun
içinize sinmeyen, hayatınıza değmesin!
1 Yorumlar
:) güzel, evde kaldık yani sevmiyor çıktı.
YanıtlaSil