Bir avuç yalan katın yaşamınıza ve sahtekar olma yolunda ilk adımınızı atın!
Kim iyi, kim kötü diye sorgulaya hiç
gerek kalmadan o yalancıyı gözünden tavana asın.
Neden mi gözünden?
Muhtemelen o gözlerini kocaman açıp,
gözlerinizin içine dikip; ne kadar üzüldüğünü ve yanınızda olduğunu ikna etmek
için kullanmıştır.
Siz de gözler yalan söylemez diyerek
açmışsınızdır tüm kartlarınızı, halbuki; sizi bok çukuruna göndermeden önceki
son keskin hamlesi olduğundan bihabersinizdir.
Bu sebepledir ki ben sahtekarları
gözünden tanırım ve aynı yerden tavana asarım!
Genelde bu sahtekarlarla
karşılaştığımda onların benimle olan iletişimlerini güçlü kılarım ki, finalde
golü doksana çakabileyim.
Buna ava giderken avlanmakta diyorlar
ama ben genelde win-win diyorum.
Evet, bu tam kazan kazan işi, nasıl
mı?
Genelde bu modeller özgüveni olmayan
ya da bir şekilde yitirmiş olan arkadaşlardan oluşurlar, fazlasıyla insan
canlısıdırlar ve de çok konuşurlar. Hep sizi düşünürler, yanınızda olurlar,
sizinle ağlar, sizinle gülerler, sizin meselelerinize sizden çok ses çıkarırlar,
sizden daha çok vahlanırlar. Çünkü bu onların kendilerini kabul ettirme ve
sevdirme biçimleridir, iyi niyetine inanmanızı isterler. Muhtemelen
bulunduğunuz ortamdaki varlığınız onları rahatsız etmiştir ve sizi yanında
tutarak kontrol altına almak isterler. Sizinle ilgili her şey en çok onları
ilgilendirir, yine sizinle ilgili her şeye burunlarını sokarlar. Siz onlarla ne
paylaşırsanız paylaşın, o sizin paylaştıklarınızı işine geldiği gibi yorumlayıp
“bence” ile başlayan fikirleriyle muhakkak sizin adınıza, sizin muhtemelen “ben
böyle demedim ya da düşünmüyorum” diyeceğiniz büyük cümleler kurarlar.
Hakkınızda en iyisini istiyor gibi gözüküp, aslında o ortamda hiç olmamanız
için ellerinden geleni yaparlar. Bunu o kadar iyi niyetle götürürler ki, siz de
o ne kadar haddini aşarsa aşsın iyi niyetine istinaden onlara hak verirsiniz!
Fakat… Akıllı iseniz bu durumu lehinize çevirmenize ciddi olanak sağlarlar! İnsanların
gözlerinin içine doğru bakarsanız ve ne anlattıklarına, ne söylediklerine kulak
verirseniz çözmeniz çokta zor olmaz. Mesela; çok özelini ulu orta herkese
çekinmeden anlatıyorlarsa, yakın arkadaşlarının onayı olmadan, onların olmadığı
ortamlarda da çok özellerini çekinmeden anlatıyor ve onlar hakkındaki rahatsız
edici yorumlarını çok rahat bir biçimde sizinle ve başkalarının yanında da
paylaşıyorlarsa burada durun. Özellikle sürekli alttan alta “beni bir abla
gibi, anne gibi gör” mesajı veriyorsa, üstelik tüm bunları anlatıp üstüne bir
de ebeveynleriymiş gibi sahipleniyorsa, eyvah ki eyvah bu kişi o sahtekar! Sürekli
olarak en iyi olduğunun altını çiziyorlarsa, ben yaparım, ben hallederim, ben
konuşurum, bana kimse bir şey diyemez gibi üstünlük taslama halleri de
takınıyorlarsa, zaten bu saatten sonra verin notunu yapın yapacağınızı. Ben genelde
bu tarz insanları taşımacı olarak kullanmayı tercih ederim, melankolik
yapılarının altında yatan gizli fesatçıyı görmediğime yemin edebilirim fakat
kanıtlayamam! Çünkü gördüm, yemin ederim. Sizin çok sevilmeniz büyük problemdir
ve sizin problemleriniz o kişilerin zevk noktalarını şenlendirir. E… o zaman
şenlendirin gitsin, anlatın anlatın ve de anlatın! Fakat ne anlattığınız önemli!
Duyulsun istediklerinizi anlatın. Gitmesi gereken yere lafı siz hiç taşımayın,
taşımacıya aktarın, gitsin o da yerine ulaştırsın hem de hiç vakit kaybetmeden.
Zeminini hazırlayın nasılsa o yolu size açacaktır hem de çözümleriyle. Ona
inanın, istediğini verin, bırakın zafer kazandım sansın akıllım! Size yaptığı
iyiliği siz hiç unutmayın. Hatta siz daha iyi olun, fesatlanmadan gerçekten
yanında olun, ihtiyacı olduğunda sizi yanında bulsun. Siz sadece ona ne
anlatacağınız konusunda dikkatli olun yeter! Finalde yok olmanız gerekiyorsa,
ekmeğine yağ sürme vakti geldiyse ona bu fırsatı verin fakat bu durumu öyle
organize edin ki, bu yokluk sadece size yarasın! Nasılsa bu insanlar siz yok
olduğunuzda sizi bırakacaklardır. İşte bunun adı da kazan kazan! O tahtı sizden
aldım sansın sizse sarayınızda afiyette kalın!
Yalancıların ve sahtekarların gözlerini
böyle asın tavana ve her gece gözlerinizin içine bakmak zorunda kalsınlar, çünkü
bu geçici zaferler vicdanın düşmanıdır!
Ben bu hayatta ölçüsüz ve sonsuz iyi
olabilme ihtimaline inanmıyorum ve aynı zamanda iyilikle yapılan kötülük kadar
can acıtıcı bir zalimlikte tanımıyorum!
Kimseye körü körüne inanmayın ve
kimseyi size gerçekten yardım ediyor sanmayın, bazen o iyi niyetlerin arkasına
gizlenen küçük oyunları göremeyebilirsiniz, işte o zaman kötülüğün girdabında
kaybolan siz olabilirsiniz! Ne denize düşüp ıslanın ne de yılana sarılmak
zorunda kalın, akıllı olmak, akıllıca ilerlemek her zaman 1-0 galibiyet getirir.
Bazısı
çöplüğün horozu olmak ister, siz yaşamda asil kalın!
1 Yorumlar
Yine bir Şebnem yazısı muhteşem emeğine yüreğine duyguna sağlık.👍💕💕💕💕
YanıtlaSil